Terzic Dortmund’a Ne Kazandırdı? – Kaan Örs
Sezon Başlangıcı ve Favre
Dortmund sezona son iki sezonda olduğu gibi yine Favre ile başladı. Altyapıdan takıma kazandırılan yeni genç oyuncularla birlikte bu sezondaki hedef; geçen iki sezonda olduğu gibi ligi en azından ikinci sırada bitirmekti. Özellikle Bayern Münih gibi baskın bir takımın olduğu Bundesliga’da bu makul bir hedefti fakat sezon beklenildiği gibi başlamadı. Favre yönetimindeki Dortmund ligde önce Augsburg deplasmanında yenildi. Ardından alınan üst üste galibiyetler bu mağlubiyeti telafi etse de Münih, Hertha Berlin, Köln ve Frankfurt mücadelelerinden toplanan 4 puan takımı üst sıralardan iyice uzaklaştırdı. Son olarak Stutgart karşısındaki şok yenilgi, Favre’nin Dortmund macerasını sonlandırdı. Ligde bu sezon 11 maça çıkabilen Favre toplamda 19 puan ile takımı Terzic’e bıraktı.
Terzic ve Değişimleri
Favre’nin 19 puanla 5.sırada bıraktığı takımın kontrolü Edin Terzic’e verildi. Edin Terzic bundan önceki çalışma hayatında West Ham ve Beşiktaş gibi takımlarda yardımcı antrenörlük yapmış bir isimdi fakat kariyerinde hiçbir takımın birinci adamı olmamıştı. Özellikle kritik dönemde Dortmund gibi hedefleri yüksek olan bir camianın başına geçmesi belki de kariyerinde attığı en önemli adımdı.
Terzic önemli bir tecrübe eksikliğine rağmen, göreve geldiğinde kafasında kesin olarak hazırladığı şeyler vardı. Bunlardan en önemlisi dizilişti. Favre yönetiminde ligde 7 mücadelede denenen 3’lü savunmadan vazgeçip, takımın ana dizilişini 4-2-3-1 haline getirdi. Bunun amacı, 3’lü savunma ile çıkılan mücadelelerde savunma hattındaki oyuncuların arasındaki mesafenin fazla olmasıydı. Terzic, 4-2-3-1 sistemiyle stoperlerin ve defansif pozisyondaki orta sahanın birbirine daha yakın konumlanmasını amaçlamıştı.
( http://arsiv.mackolik.com/Mac-Plus/3444975/Borussia-Dortmund-Monchengladbach )
Favre döneminde oynanan Mönchengladbach mücadelesinde savunma oyuncularının arasındaki mesafe dikkat çekmekteydi. Karşılaşma Dortmund’un 3-0 üstünlüğüyle sonuçlanmış olsa da ilerleyen zamanlarda işler istenildiği gibi gitmemeye başladı.
( http://arsiv.mackolik.com/Mac-Plus/3445079/Werder-Bremen-Borussia-Dortmund )
Dortmund, Terzic yönetimindeki ilk maçında Werder Bremen karşısında 2-1’lik bir galibiyet almayı başardı. Çift stoperle çıkılan bu karşılaşmada özellikle Witsel’in savunmaya katkısı ve bu üç savunma oyuncusunun birbirine yakınlığı çok önemliydi. Hücum gücüne göre fazlasıyla geride olan savunma gücünü Terzic oyuncuların birbirine yakınlığı ile telafi etmeye çalıştı.
Terzic’in bir diğer değişikliği ise kadroda gerçekleşti. Takımın başına geçtiği günden beri farklı oyuncular deneyen Terzic, özellikle üç oyuncusunu değiştirmemeyi tercih etti. Bu oyuncular; savunmada pasör görevini alması sebebiyle Hummels, ileri-geri dengesini iyi seviyede yapabilen ve hücumda takıma pozisyon kazandırmayı başarabilen Guerreiro ve takımın tartışmasız en büyük gol silahı olan Haaland’dı. Bu üç oyuncu sakatlık veya ceza durumu dışında neredeyse her mücadeleye ilk 11 başladı.
Bu üç oyuncu dışında Terzic, Favre döneminde denenmeye başlanılan Bellingham ve Morey isimlerini kadroya kazandırmaya çalıştı. Önceki senelerden itibaren birçok karşılaşmada forma şansı bulan Reyna ismini ise kadronun değişilmez isimlerinden biri haline getirdi. Morey bu sezon 18, Reyna 30 ve Bellingham ise 32 kez ilk 11’de yer aldı. As oyuncu olarak kullanılan bu üç oyuncu dışında; Moukoko ve Tigges gibi potansiyel yeteneği yüksek oyuncular ise rotasyon oyuncusu olarak kullanıldı.
Hücum Aksiyonları
Terzic’in savunma önlemleri istenilen seviyeye çıkmadı. Favre dönemindeki kalede fazla gol görme alışkanlığının önüne geçilemedi. Savunmada işlerin istenildiği gibi gitmemesi sonucu gözler hücum aksiyonlarına çevrildi. Hücumdaki en önemli opsiyon takımın süper yeteneği Haaland’ı ceza sahası içinde topla buluşturmaktı.
( https://www.youtube.com/watch?v=tuxRPjiEI_k )
Hücum pozisyonlarındaki doğru yerleşimi ve bitiriciliği sayesinde takımına inanılmaz bir katkı veren Haaland, bu sezon ligde toplamda 25 gol atmayı başardı.
Özellikle ceza sahası dışından çekilen şutlarda fazla skor bulmayı başaramayan Borussia Dortmund için bir diğer hücum aksiyonu ise rakip ceza sahasında fazla oyuncuyla bulunmaktı. Özellikle çıkılan hızlı kontra ataklarda sarı-siyahlı ekip rakip ceza sahasında hızlı çoğalarak kolay gol imkanları yakalamayı tercih etti.
( https://www.youtube.com/watch?v=9RaU1qJcZLA )
Terzic Dortmund’a Ne Kazandırdı?
Favre takımla beraber ligde çıktığı 11 mücadelede rakip ceza sahasına maç başına yaklaşık 33 kez girmeyi başarırken, Terzic döneminde bu sayı 31’ de kaldı. Ayrıca Favre döneminde maç başı gol beklentisi yaklaşık 2 iken Terzic döneminde bu oran yaklaşık 1,9’a geriledi. Bununla birlikte gol beklentisinde her iki teknik direktör de sadece bir maçta gol beklentisi oranı olarak 1’i geçmeyi başaramadı. Hücumda önemli sayılabilecek bu iki istatistik Favre’nin lehine olmasına rağmen Terzic döneminde maç başına atılan gol sayısı daha yüksekti ( Favre 2,09 ; Terzic 2,26). Bununla birlikte gol beklentisinde her iki teknik direktör de sadece bir maçta gol beklentisi oranı olarak 1’i geçmeyi başaramadı.
Bu önemli hücum istatistiğinin yanı sıra; Terzic küçük bir farkla da olsa maç başına kalesinde daha az görmeyi başardı (Favre 1,36; Terzic 1,34). Atılan ve kalede görülen gol sayısında kendinden önceki teknik direktöre göre üstün gelmeyi başaran Terzic, asıl büyük farkı ise maç başına toplanan puan istatistiğinde oluşturdu. Favre’nin 1,73’lük puan ortalamasının yanı sıra Terzic 1,96 puan ortalamasıyla Favre’ye üstün gelmeyi başardı.
Hücum ve savunma istatistikleri dışında Terzic dönemindeki bir diğer önemli karar ise; bu sezon Favre ile başlayan özellikle Reyna ve Bellingham’ın kadroya kazandırılmasıydı. Favre bu iki isme birçok mücadelede yer vermişti. Terzic ise bu alışkanlığı kesmeyip bu ismi tamamen kadroya kazandırdı. Ayrıca Terzic Morey ismini de kadroya kazandırmak için büyük bir çaba gösterdi fakat sakatlıklar buna izin vermedi.
İstatistikler ve kazandırılan oyuncularla birlikte tecrübesiz halde takımın başına geçen Terzic beklentileri fazlasıyla karşılamayı başardı. 5.sırada aldığı takımı sezon sonunda üçüncülüğe ulaştırdı. Şampiyonlar Liginde çeyrek finale çıkmayı başardı. Çeyrek finalde belki de turnuvanın en büyük favorilerinden City’e karşı etkili bir oyun oynadı. Bu önemli başarıların yanında, bu sezon beklenmedik bir başarı sayılabilecek Almanya Kupasını da kazanmayı başardı. Bu sayede kariyerindeki ilk kupasını da kazanmış oldu.
Kaan Örs